Ağlar efendim…
En çok da o ağlamalı.

Kendidüşengiller familyasına mensup her birey adına, Tutankamon da tıpkı soydaşları gibi hor görülmekte; asırlar boyunca “ağlamamak” adına verdiği bu savaşı, ne yazık ki bildiğimiz kadarıyla hâlâ sürdürmeye çabalamaktaydı.

Kenditutmuşbulunmuşgillerin en bilindik siması olan kahramanımız Tutankamon ve neferleri; yeni nesilleri etkisi altına almaya devam eden basmakalıp birtakım iddialara emsal teşkil edilmekten fazlasıyla bunalmış, çok sevgili insanatlarımıza ulaşabilmeyi güç bela da olsa başarmışlardır.
Bizleri bu değerli vazifeye layık gördükleri için kendilerine şükranlarımızı sunmayı borç bilmekteyiz.

KDTT’nin — yani Kendi Düşen veya Tutangiller Topluluğu’nun — merkez üssümüze ulaştırmış olduğu yazıyı; günümüz Türkçesine uyarlamak adına yalnızca birkaç eski kelimenin değişikliği ve anlam bütünlüğünü korumak maksadıyla birkaç cümlenin yerinin değiştirilmesi dışında, hiçbir değişikliğe mahal vermeden yayımlamaktan kıvanç ve şeref duymaktayız.

KDTT’nin sözcüsü ve fahri başkanı olan saygıdeğer Tutankamon’un kaleminden çıkan bildiriyi aynen aktarıyoruz:

“Sevgili insanat kardeşlerim ve çok değerli kendidüşen ya da tutangiller!

Yaklaşık otuz beş asırlık ömrüm boyunca tecrübeyle sınadığım hakikatler doğrultusunda şunu gönül rahatlığıyla belirtmeliyim ki; Uluslararası Ağlamayı Hak Etme Kurumu da dâhil olmak üzere, kendi düşenlerin ağlamaması gerektiğine dair hükümlerin tüm yasalarca sağlanmış olan meşruiyeti artık söz konusu değildir.

Onlar ki bir şekilde kendilerini mahcup etmiş bulunup, başkaları tarafından ağlamamaya mahkûm edilmiş güzelim insanlarımızdır.
Onlar ki dış etmenlere kızıp küfür bile edemeyecek noktada olanlar…
Onlar ki kendilerini düşürüp ağlayamayanlar…

Ağlar efendim…
En çok da kendi düşen ağlar…

Ben ki tutmuşbulunmuşgillerin en büyüğü olan Tutankamon…
Ben ki kendi mahkûmiyetimi kendim sağlayan,
başkalarınca da bir türlü ağlayamayan Tutankamon…

Ben de ağlarım.

Ve sizler de ağlayınız…
Ağlayınız ki anlatınız…
Ağlayınız ki bilsinler…
Ağlayınız ki anlasınlar…

Anlasınlar ki düşüşlerin en derin boyutu,
insanın kendi kendini düşürmesidir…

Ve anlasınlar ki;
günün birinde onlar da düştüklerinde,
ağlayabilecek olsunlar.”

Tutankamon da ağlar.

Yorum bırakın